AT

At, satranç tahtasının kuralları arasındaki en güzel istisnadır. Diğer taşlar düz çizgilerde dolaşırken o, kendi ritmini kendi belirler—bir düşüncenin aniden kırılıp bambaşka bir yöne akması gibi.

At, mantığın kıyısında duran sezgiyi temsil eder; beklenmedik bir adımın, oyunun gidişatını değiştirebileceğini hatırlatır.

Duvarlar onun için engel değildir; çünkü at engelleri aşarak yürür. Belki de bu yüzden, en karmaşık durumlarda bile bir çıkış yolunun olduğunu fısıldar insana. Onun L şeklindeki yolculuğu, doğrulara sığmayan bir bilgelik taşır.

At bize şunu söyler: Bazen ilerlemek, düz gitmek değildir. Bazen özgürleşmek, kuralları bozmak değil, kuralların izin verdiği boşluklarda kendi dansını bulmaktır.